Anemia Development and Retrospective Evaluation of Blood Transfusions in Patients in Anesthesia Intensive Care Unit

• DOI: 10.4274/tybd.galenos.2024.21043
• Publication Date: 2024-09-04T10:59:24Z
• Authors: Oğuz Kağan Bulut; Azize Beştaş; Serpil Bayındır; Esef Bolat; Ramazan Akel; İsmail Demirel
• Keywords: RC86-88.9; R; Medicine; Medical emergencies. Critical care. Intensive care. First aid; blood transfusıon; anemia; intensive care unit; Internal medicine; RC31-1245

Amaç Yoğun bakım hastalarında anemi gelişimi sık karşılaşılan bir problemdir. Yoğun bakım kritik hastalarında anemi ve transfüzyon insidansını, transfüzyon ilişkili risklerileri ve klinik sonuçları, tanı ve takip amaçlı alınan kan miktarının anemiye gelişimine katkısını retrospektif olarak araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem Retrospektif tek merkezli çalışmaya (01.01.2015-31.12.2015) 24 saatten uzun süreli yatan, 18 yaş ve üstü hastalar erkek (Grup E) ve kadın (Grup K) olarak iki gruba ayrılarak karşılaştırıldı. Transfüzyon yapılan ve yapılmayan hastaların ilk 30 günlük hemoglobin (Hb) değerleri, transfüzyon öncesi ve sonrası Hb değerleri, günlük kan kayıpları ve sıvı dengesi, transfüzyon endikasyonları ve ilişkili komplikasyonlar, kullanılan eritrosit süspansiyonu sayıları kaydedildi. Bulgular Hastaların yatışın 1. günü %60,7, 3. gününde %83,9’u anemikti. Anemik olmayanların %55,6’sında 3. günde anemi geliştiği saptandı. Hastaların transfüzyon öncesi Hb ortalaması 7,5±1,3 g/dL, transfüzyon sonrası Hb ortalaması 6,9±1,1 g/dL idi. Transfüzyon yapılanlarda akut fizyoloji ve kronik sağlık değerlendirmesi II skorunun daha yüksek olduğu ve bunlardan kadın hastaların mortalitelerinin daha yüksek olduğunu tespit ettik. Yatışın 1. günü ortalama 37,0±15,7 mL/kişi kan örneğinin alındığını; tekrarlayan kan örnekler (ortalama 147,2±117,1 mL) nedeniyle, Hb değerlerinin kan transfüzyonu gerektirecek şekilde anlamlı derecede düştüğünü tespit ettik. Sonuç Yoğun bakıma kabul edilen hastaların çoğunluğunun anemik olduğu, zaman içinde Hb değerlerinde düşüş devam ettiği; tekrarlayan kan örneklemlerinin anemi gelişimine katkısı olduğu; transfüzyon ilişkili komplikasyon olarak en sık febril reaksiyon görüldüğü tespit edildi ve mevcut evrensel transfüzyon rehberlerine uygun uygulamalar yapıldığı görüşüne varıldı.